Asgari ücret yılbaşından bu yana 4 bin TL eridi, emekçi için daha kötü günler geliyor

Çalışanın gelir kaybı zirve yaparken halen 17 bin 2 lira olarak uygulanan net asgari ücret yılbaşından bu yana yaklaşık 4 bin lira eridi. Bugün neredeyse ortalama ücret haline gelen asgari ücretle çalışan yaklaşık 10 milyon emekçiyi önümüzdeki dönemde daha zor günler bekliyor. Bu nedenle, iktidar karşı çıksa da temmuz ayı itibarıyla asgari ücrete zam talebi her geçen gün artıyor.

Türk-İş son 25 yılın en kötü döneminin yaşandığını ve asgari ücrete yılda iki kere zam yapılması gerektiğini belirtirken DİSK yılda dört kere artışta ısrar ediyor. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’e bağlı sendikaların oluşturduğu İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu da bu talepleri dillendirmek ve “İnsanca yaşamak için ücretlerimize temmuzda ek zam istiyoruz!” demek için 26 Haziran’da Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda miting yapacak. Ara zamla ilgili talep, araştırma sonuçlarına da yansıyor. Örneğin Eleman.net’in yaptığı ankette çalışanların yüzde 82’si “asgari ücrete zam yapılmalı” diyor. Çalışanların yüzde 52’si ara zam olmazsa iş değiştireceğini belirtirken asgari ücrete zam yapılmazsa dahi firmaların yüzde 42’si çalışanlarına ara zam yapmayı düşünüyor.

Özellikle imalat sanayisinde kalifiye çalışanları kaybetmek istemeyen işverenler ücretlere zam yapacak. Ancak hem hükümet hem işveren sendikaları duruma şiddetle karşı çıkıyor.

ANKARA’DAN BASKI VAR

Adının açıklanmasını istemeyen işverenler, “Kalifiye çalışanı elimizde tutamıyoruz. Yüzde 20-30 zam düşünüyorduk ama Ankara elimizi kolumuzu bağlıyor. ‘Zam yapmayın sıkı mali politikayı, enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratırsınız’ diye bize uyarıda bulunuyorlar. Ayrıca işçi ve işveren sendikaları da zam yapmamıza karşı çıkıyor, onlar tüm işçilerin zam isteyeceğini ifade ediyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Yaşanan süreci değerlendiren Prof. Dr. Aziz Çelik, Ocak 2025’e kadar asgari ücrete zam yapılmazsa ciddi alım gücü kaybı yaşanacağını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece gıda harcaması 20 bin liraya yaklaştı. Yılsonunda 25 bin lirayı bulur. Bu da asgari ücretlinin alım gücünün daha da eriyeceğini gösteriyor. Asgari ücretin artmaması temmuzda genel ücret düzeyinin de yerinde saymasına neden olacak. Asgari ücretin ve ücretlerin artmaması yoksulluğun artması anlamına gelecek. Yoksulluk sürdükçe enflasyonu düşürmek zor” diye konuştu.

ÜCRET VE ENFLASYON

Asgari ücrete zam yapmama ısrarının kaynak ve maliyetle ilgisinin olmadığını da vurgulayan Çelik, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı programın çok sert şekilde uygulanacağına dikkat çekti. Enflasyonun temel nedeninin dolarizasyon ve şirket kârları ile çeşitli arz sıkıntıları olduğunu anlatan Çelik, “Asgari ücretin enflasyonu tetiklediğine ilişkin veri yok. 2016’da asgari ücrete en yüksek reel artışlardan biri yapıldı. 2015 enflasyonu yüzde 8.8 iken 2016 yılı asgari ücreti yüzde 33 arttı. Reel artış 24 puandı. Buna rağmen 2016 enflasyonu yüzde 8.5’e geriledi. 2019’da 2018 enflasyonu yüzde 20.3 iken asgari ücrete yüzde 26.1 zam yapıldı. Enflasyon ise yüzde 11.8’e düştü. 2021’de ise asgari ücret reel olarak düşürüldü. Buna rağmen enflasyon arttı” dedi.